KalDer Türkiye Kalite Derneği Bursa Şubesi
E-Bülten

Toplam Kalite Bir Yaşam Biçimidir

2024
Sayı:263

C. Didem Demircan

KalDer Bursa Şubesi

Sağlıkta Kalite Uzmanlık Grubu Üyesi

Sosyal Hizmet Uzmanı

Aile Danışmanı

 

Sosyal Sorunlarımızdan Kimsesizlik, Evsizlik

(Bimekan, Homless)!

-2-

 

Evsizlik ile devam eden yazı sürecimizde bugün bu grubun yaşadığı bir takım sorunlara değinmek istiyorum.

 

Evsizlik çok değişkenli ve çok değişken tarafından kontrol edilebilen/çok değişkenden etkilenen bir sosyal sorundur. Kendisi tek başına bir sosyal sorun olma özelliği taşıdığı gibi başkaca sosyal sorunların bazen bir sonucu bazen de evsizlikle birlikte başka sosyal sorunlara neden olan bir sorun olma özelliği göstermektedir. Genel olarak evsizlik olgusunda benzer sorunlar tespit edilmiş olmakla birlikte, yapılan çalışmalardan evsizlerin demografik özelliklerine göre yaşadıkları sorunların da çeşitlilik gösterdiği veya sorunun yaşanma sıklığı ve oranında farklılıklar dikkati çekmektedir. Evsizlerin en sık dile getirdiği sorunlar ise; barınaksızlık, parasızlık, işsizlik, açlık, soğuk, polis tarafından kötü muamele, hırsızlık kurbanı olma, bağımlılık, saldırı-tecavüz kurbanı olma, bedensel hastalık, yalnızlık, akıl hastalığı olarak sıralanmaktadır.  

 

Ülkemizde yapılan bir araştırma sonucunda ise; evsizlerin sağlık sorunları arasında şizofreni, tüberküloz ve romatizmanın önde geldiği saptanmıştır. Evsiz kadınların fiziksel şiddet ve cinsel istismar ile sık sık karşı karşıya kalması da kayıtlarda yer almaktadır. Kadın evsizler grup halinde yaşamaya erkeklere göre daha az eğilimli olup, alkol kullanma oranları erkeklere göre daha düşüktür. Evsiz kadınların sorunlarını şöyle sıralayabiliriz. Çocukların bakımında güçlükler yaşama, kendini toplumdan ve insanlardan izole etme, aile içi şiddet, cinsel istismar ve tecavüze uğrama, sokaklarda fiziksel şiddete maruz kalma, uyuşturucu madde kullanma, aile ve sosyal destekten yoksun olma, düşük benlik saygısı, yakınlarında bulunan kişilere aşırı bağımlı olma ve çevreden gelebilecek her türlü saldırılara karşı savunmasız durumda olma.(3) Ayrıca birçok evsiz kadın cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanmıştır.

 

Gerçekten de evsiz kadınlar evsiz erkeklere göre daha savunmasızdır. Bu bulgulardan anlaşılacağı üzere evsiz kadınlar, evsiz erkeklere nazaran daha fazla sosyal destek gereksinimine ihtiyaç duymaktadır.Yapılan bir çalışmada evsizlerin kadın veya erkek fark etmeden fiziksel sağlık risklerinin yanı sıra %79,5 ' inin yaşamlarında en az bir kez fiziksel ya da cinsel istismara uğradığı bildirilmektedir.(5)

 

 

Evsizler içinde çocuklar en önemli risk grubunu oluşturmaktadır. Çocukları sokağa iten başlıca sebepler; göç ve buna bağlı çarpık ve sağlıksız yerleşme, yoksulluk, kontrolsüz nüfus artışı, ailenin eğitimsizliği, parçalanmış aile, sokakta zorla çalıştırılma, aile içi şiddet ve geçimsizlik, fiziksel duygusal cinsel ve ekonomik istismar, sevgisizlik, ilgisizlik, çocuk haklarının yeterince hayata geçirilmemiş olması, gelir dağılımındaki adaletsizlik olarak sayılabilir. Emniyet genel müdürlüğünün kayıtlarına göre; 2002 yılında emniyete getirilen, 95 bin 732 çocuğun  %35' inin; sigara, alkol, çözücü, yapıştırıcı,  uyuşturucu ve hap kullandığı, bu çocukların büyük çoğunluğunun suç örgütlerince kullanıldığı, bu sayının giderek arttığı gösterilmiştir.  

 

Evsiz adölesanlarda cinsel yolla bulaşan hastalıklar, fiziksel ve cinsel istismar, cilt hastalıkları, anemi, ilaç ve alkol bağımlılığı, yaralanmalar, depresyon, intihar, istenmeyen gebelikler, fuhuş ve eşcinsel ilişkiler daha yaygındır. Hamile evsiz adölesanlarda ciddi ruh sağlığı problemleri, hamile olmayan evsiz adölesanlara göre daha fazladır. Bu nedenle hamilelikleri kötü bir şekilde sonuçlanmaktadır. Ögel ve Yücel'in çalışmasında sokakta yaşayan adölesanların dörtte birinin fiziksel bir rahatsızlığı olduğu bildirilmiştir.  Bu durum hava koşullarından korunmanın zor olduğu ve hijyenik olmayan ortamlarda yaşama, yetersiz ve yanlış beslenme, uyku yetersizliği, madde kullanımı ve riskli cinsel ilişkide bulunma gibi etkenlerden kaynaklanmaktadır.

 

Sokakta geçirilen zaman arttıkça ergenlerin toplumsal ilişkilerden uzaklaşmak durumunda kalmasının, bilgi ve destek almakta daha fazla zorlanmasının, kendini koruma ve tedaviye ulaşmayı güçleştirdiği düşünülmektedir. Sokakta yaşayan ergenlerin, maddi yetersizliklerden dolayı tedavi olamayacaklarına inandıkları, sorunları ciddileşmediği sürece tedavilerini erteledikleri ve tedaviyi sürdürmeyi ihmal ettikleri belirtilmektedir. Sokakta yaşayan ergenlerin, sağlık hizmeti veren kişilere ve doktor gibi otorite figürlerine karşı güvensiz olduğu, bu tutumun tedaviyi ertelemelerine neden olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca, sağlık hizmetini nereden alacaklarını bilmedikleri, ciddi bir bakım almayacaklarını düşündükleri, hizmet süreci içinde gizlilikle ilgili endişelerinin bulunduğu, polise ve sosyal hizmet alanında çalışanlara güvenmedikleri için de sağlık hizmetlerinden uzak kaldıkları belirtilmektedir.

 

Sokakta yaşayan ergenler arasında ruhsal sorunların görülme sıklığı da yüksek bulunmuştur. Sıklıkla görülen ruhsal sorunları açıklarken fiziksel ve cinsel istismar gibi aile içindeki işlevsel bozukluklar ve sokakta sürdürülen yaşam biçimine vurgu yapılmaktadır. Yaşamın her döneminde cinsel istismara maruz kalma başta postravmatik stres bozukluğu, anksiyete bozuklukları, depresyon olmak üzere çeşitli düzeylerde ruhsal bozukluklar ortaya çıkarmaktadır.

 

Evsiz Hastaların Hastaneye Başvurusu

Yapılan çalışmaların sonuçlarından bu bireylerin enfeksiyonlara açık olmaları; fiziksel bozulmalar (yaralanmalar, darp, tecavüz, kazalar, yanıklar vb. travmalarla oluşan), yetersiz beslenme, yaşadıkları mekanların hijyenik olmaması(kişisel eşyaların, yiyecek kaplarının ortak kullanımı, uygun olmayan kişisel hijyen(nadiren banyo, yıkanmamış elbise, kirli yatak vb.) sebebiyledir. Evsizlerin sağlık sorunları ciddileşmediği sürece tedavilerini erteledikleri ve tedaviyi sürdürmeyi ihmal ettikleri belirtilmektedir. Maddi yetersizliklerden dolayı tedavi olamayacaklarını düşünmeleri, kendilerini dışlanmış olarak görmeleri, sağlık hizmeti veren kişilere karşı güvensizlik ve hizmet süresi içinde gizlilikle ilgili endişelerinin tedaviyi ertelemelerine neden olduğu ifade edilmektedir.

 

                  

 

Evsiz (bimekan) hastalar; enfeksiyon (solunum yoluyla bulaşan virüsler, uyuz, bit, tüberküloz, HIV, HBC, HBV, majör klinik  bozukluklar), diyabet ve komplikasyonları, hipertansiyon ve komplikasyonları, kardiyovasküler sistem hastalıkları, nöropsikiyatrik hastalıklar, kronik akciğer hastalıkları, kanser, malnütrisyon, anemi, yanıklar, ilaç ve madde kullanımı ve onunla ilişkili durumlar nedeniyle hastanelere başvurmaktadırlar. Başvuruları genellikle hastanelerin acil servislerine olup, bir kısmı kayıtlara adli vaka olarak geçmektedir. Genellikle vatandaşların desteğiyle, polis ya da 112 ekipleri tarafından hastaneye getirilmektedirler.

 

Kimlik tespiti güçlüğü, sosyal güvencesinin olmaması, ekonomik durumunun yetersizliği, tıbbi ve hukuki sorumluluğu paylaşacak yakınlarının yokluğu, genel sağlık durumları ve hijyen koşulları nedeniyle hastayı kabuldeki isteksizliği bu hastaların kabulde karşılaştıkları sorunlar olarak sıralayabiliriz. Bu hastaların sağlık kuruluşuna kabul sonrası da güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Evsizler yardıma ihtiyacı olduğu zaman genellikle tipik olarak hastadırlar, yoğun bakım ihtiyaçları vardır, mortalite oranları yüksektir, kendi görüşleri genellikle alınamamaktadır, tıbbi ihtiyaçları karşılanmakla beraber, sosyal ihtiyaçları çoğunlukla göz ardı edilmektedir, uygun ve temiz giyecek temininde zorluk çekilmektedir.

 

Ayrıca bimekan hastaların taburculuğu esnasında da bir takım güçlükler yaşanmaktadır. Özellikle taburculuk sonrası evde bakıma ihtiyacı olan vakalar evi ve bakımına destek olacak kimsesi olmadığı için taburcu edilememekte, hastanelerin herhangi bir servisinde, genellikle uzun süre yatırılmaya devam edilmektedir. Hastaneler evsiz hastaların tedavi amacının dışında, barınma ihtiyacını karşılamaya, bakım hizmetlerini üstlenmeye çalışmaktadır. Bu vakaların genellikle kimliği ve sosyal güvenlik sisteminde kaydı olmadığından tedavi ve yatak ücretlerinin karşılanmasında da sorunlar yaşanmaktadır (şu an bu durum devlet tarafından telafi edilmekte). Hastaneye başvuran evsiz hastaların çocuk ve adölesan gurubu yetiştirme yurtlarından, yaşlılar huzurevleri, kadın evsizler de kadın konukevlerinden faydalandırılabilirken, 18-65 yaş arası kurum bakımı için uygun şartlara sahip olmayan; (ruhsal rahatsızlığı olan, bağımlılar, rehabilitasyon hizmetine ihtiyacı olan vb.)evsizler için herhangi bir kurum bulunmamaktadır.

 

BU hasta grubu kendilerine ait sorunlar yaşarken bu gruba hizmet sunumunda da sorunlar ile karşı karşıya kalınmaktadır. İşte bu esnada sağlık çalışanlarının evsiz hastaların tedavi ve taburculuk sürecinde yaşadıkları sorunları tespit etmek ve ortaya koymak amacı ile Bursa ve Manisa İli ortak Tıbbi Sosyal Hizmet Çalışanları ile ortak bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırma süreci ve sonucunu da bir sonraki yazı dizisinde aktarmak istiyorum.

 

Güzelliklerle kalın…      

                                                                                 

Kaynakça

1- Özdemir, U. “Evsizlik ve Evsizlere Genel Bir Bakış” Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi, Cilt:21, Sayı:2, 2010-2

2- Türkcan, S. ve Türkcan, A. “Psikiyatri ve Evsizlik: Bir Gözden Geçirme Çalışması’’, Düşünen Adam: Psikiyatri ve Nöroloji Bilimleri Dergisi, 1996

3- Işıkhan, V. “Ruh Hastası Evsiz Kadınların Sorunları ve Sosyal Hizmet Yaklaşımları”,

Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi, Cilt-17, Sayı:1, Nisan 2006

4- Aydın, M. “Evsiz Hastaya Yaklaşım” 4.Acil Tıp Asistan Sempozyumu, Haziran 2009, İzmir

5- İlhan, N. Ve Ergün, A. “Evsizler ve Toplum Sağlığı” Aile ve Toplum Dergisi, Ocak-Şubat-Mart 2010

6- Ögel, K. Ve Yücel, H. “Sokakta Yaşayan Ergenler ve Sağlık Durumları” Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2005, 6: 11-18

Geri