KalDer Türkiye Kalite Derneği Bursa Şubesi
E-Bülten

Toplam Kalite Bir Yaşam Biçimidir

2024
Sayı:263

Dr. Bülend Özbilgin

Aile Hekimi

KalDer Bursa Şubesi Sağlıkta Kalite Uzmanlık Grubu Lideri

Sivilce ile Yaşamak

Sivilce (akne) tıkalı gözenekler (siyah ve beyaz noktacıklar), kırmızı kabarcıklar, iltihaplı kabarıklıklar ve derinin derin tabakalarında kistlerle seyreden bir hastalıktır. Hastalık genellikle yüzde, boyunda, göğüste, sırtta, omuzlarda ve hatta kolların üst bölgesinde görülebilir. Akne birkaç yıl içinde tedavi edilmeden gerileyebilir, fakat bu süreçte tedavi olmamak  belirgin iz kalmasına yol açabilir


Genelde ergenlik çağının hastalığı olarak kabul edilmekle birlikte, yağ bezlerinin aktif olduğu bebeklik, çocukluk ve erişkin dönemlerinde de ortaya çıkabilir. Genç erişkinlerin ve ergenlik dönemindeki bireylerin en azından %85’ini etkiler. Çok sık görülen bir hastalık olup neredeyse her insanda hayatının belirli bir döneminde ortaya çıkabilir. Belirli yaşlara göre cinsiyet farklılığı göstermektedir ve ergenlik döneminde kızlarda erkeklerden daha erken yaşta ortaya çıkma eğilimindedir. En yüksek görülme sıklığı kızlarda 14-17 erkeklerde ise 16-19 yaşlarındadır. Nadiren 40’lı yaşlara kadar sürebilir. Daha ciddi formları muhtemelen hormonal faktörler nedeniyle erkeklerde daha sıktır. Ne kadar erken başlarsa o kadar ciddi olma eğilimindedir.

Sivilce nasıl oluşur?

Hem erkek hem de kadınlarda bulunan erkeklik hormonları ergenlik çağında yükselerek derideki yağ bezlerini uyarır ve genişletir. Bu yağ bezleri, aknenin en sık görüldüğü alanlarda (yüz, göğüs, sırt) bulunur.

Yağ kanalları folikül olarak adlandırılan kıl içeren kanallarla da bağlantılıdır. Yağ bezleri sebum olarak adlandırılan yağlı bir madde üretir. Sebum, derinin üzerine, deri yüzeyine açılan kıl folikülleri vasıtasıyla boşalır. Bu kıl foliküllerinin ağızları por olarak adlandırılır. Sebum yani yağ, kıl folikül kanalındaki hücrelerin dökülmesi ile birlikte kanalda yapışkan bir hale gelir. Böylece por tıkanmış olur. Bakteriler foliküldeki yağ ve hücrelerle beslenerek çoğalırlar. Bu bakteriler kimyasal maddeler salgılayarak burada bir reaksiyon yaratırlar ve folikül duvarı parçalanır. Sebum, bakteriler ve hücreler deri içine dağılarak kızarıklık, şişme ve iltihap akıntısına neden olur. Nadiren akneler hormonal dengesizliğe de bağlı olabilir.

 

SİVİLCE OLUŞUMUNUN NEDENLERİ

• Genetik Faktörler

Akne genetik özellikler de içeren bir olgudur. Aslında herkes belli bir dereceye kadar akne sorunu yaşayabilir, ama bazı kişilerin kimi akne türlerine genetik bir yatkınlıkları vardır. Eğer anne veya baba ergenlikte ya da hayatının herhangi bir döneminde akne problemi yaşamışsa çocuklarında akne görülme ihtimali daha yüksektir.

• Hormonlar (Androjen)

Akneler genelde, vücut androjen hormonunu daha fazla üretmeye başladığı zaman oluşur. Androjen üretimi 11-14 yaşları arasında en üst seviyeye ulaştığında akneler de artmaktadır. Genç kadınlarda menstrüel döngü nedeniyle değişen hormon seviyeleri de aknelerde alevlenmelere neden olmaktadır.

• Bakteriler

Kapalı folikül, bakterilerin üremesi için uygun bir ortamdır. Bu ortamda yaşayan bakteri, sebumla beslenir ve aknesi olsun olmasın herkesin cildinde bulunur. Yağ bezi tıkandığında ve içi sebumla dolduğunda bu bakteri hızla  çoğalır. Bakterinin ürettiği kimyasallar folikül içinde ve cilt yüzeyinde inflamasyona neden olur.

• Artan Sebum Üretimi

Yağ bezleri androjenler tarafından uyarıldıktan sonra daha fazla sebum üretmeye başlarlar. Yağlı sebum, folikülün içinde birikir ve yukarıya doğru hareket eder. Yukarı doğru hareket ederken, normal cilt bakterileri ve ölü cilt hücreleriyle birleşir. Sebum üretimi arttıkça, kıl folikülünün tıkanma ve komedonlara neden olma ihtimali de artmaktadır.

Folikülün İçerisindeki Değişimler

Androjen üretimi arttıkça ve yağ bezleri genişledikçe, kıl folikülünün cildin altına doğru uzanan yapısı da değişime uğramaktadır. Normalde ölü hücreler kademeli olarak dökülürler ve cilt yüzeyinden uzaklaşırlar. Ergenlik döneminde hücreler daha sık dökülürler ve birleşip yapışmaya daha müsaittirler, sebumla temas ettiklerinde folikülü tıkayabilirler. Bu durumda sebum ve ölü hücreler folikülde bir tıkaç oluştururlar.

 

Sivilce de nasıl bir temizlik yapılmalıdır?

Siyah noktacık, folikül içindeki kurumuş yağ ve ölü hücrelerden meydana gelir, kir değildir. Cildin günlük bakımında yüz, günde iki kez temizleyici madde (sabun ya da jel) ve ılık su ile yıkanmalıdır. Süt tarzı temizleyiciler yağlı baza sahip olduklarından temizleyici olarak tercih edilmemelidir. Akneli ciltler veya yağlı ciltler temizleyici olarak su ile çıkan sabun yada jel tarzında pH sı 5.5 olan ürünleri tercih etmelidirler. Akne kirlilik sonucu meydana gelmez. Çok sık yıkama ve cildin aşırı ovulması akneyi alevlendirebilir.

Düzenli şampuanla saç temizliği de gereklidir. Eğer saç yağlı ise sık temizlemek önerilir. Doktorunuz veya eczacınız en iyi saç ve yüz temizliğini size bildirecektir.

Akneli erkekler traş bıçağı yada elektrikli traş makineleri kullanabilirler. Eğer traş bıçağı kullanılıyorsa traş öncesi sakal bölgesi su ve traş köpüğü ile yumuşatılmalıdır. Sivilceler koparılmadan yumuşak hareketlerle traş olunmalıdır.

Sivilcede diyetin rolü nedir?

Akne yiyecekler nedeniyle oluşmaz. Kısıtlayıcı diyetler derinizi düzeltmez. Uzun yıllar çikolata, yağlı gıdalar akne etkeni olarak suçlanmıştır. Ancak bilimsel olarak kanıt bulunamamıştır. Akne kendi kendine de iyileşmeler veya kötüleşmeler gösterdiğinden gıdalarda yanılgıya düşmemek gereklidir. Yinede böyle bir gözleminiz var ise bu gıdalardan kaçınmanız gerekir.

Sivilcede kozmetikler nasıl kullanılır?

Akneli kişiler göz makyajı ve ruj rahatlıkla kullanabilirler. Makyaj önerilmemekle birlikte kullanılacak ise yalnızca deri yüzeyine uygulanan fondoten, allık ve pudranın uygun olması önemlidir. Eğer likid fondoten veya nemlendirici kullanıyorsanız yağsız ve su bazlı olması gereklidir. Seçtiğiniz ürünün üzerinde nonkomadojenik ve non aknejenik ibaresi olması uygundur. Bu tür ürünler geceleri mutlaka temizlenmelidir.

Saç spreyleri ve jellerin yüze gelmemesine özen gösterilmelidir.

Stres sivilceye neden olabilir mi?


Stres aknenin ana nedenlerinden değildir. Ancak stresli dönemlerde bazı hormonların açığa çıkması, sivilcelerin oluşmasına veya artışa sebep olabilir.

Güneşlenmenin ve solaryumun sivilce üzerine etkisi nedir?

Güneşin ultraviyole ışınlarının kurutucu ve bakterileri azaltıcı rolü bilinmektedir. Bu nedenle güneşlenme genellikle akneleri azaltır. Ancak bu yanıltıcı bir durum da olabilir. Aşırı güneşlenme sonrasında deri kendini zararlı ultraviyole ışınlarından korumak için kalınlaşır. Önce azalan akneler, derinin kalınlaşıp gözeneklerin tıkanması sonucu daha da şiddetlenebilir. Solaryumda ultraviyole ışığı olup, aynı etki mekanizmasına sahiptir. Günümüzde ultraviyolenin yaşlandırıcı ve deri kanseri yapıcı etkileri nedeniyle aşırı güneşlenme önerilmemektedir.

Yaz aylarında güneşten koruyucu kremler kullanırken bu ürünün su bazlı olmasına ve yağ içermemesine özellikle dikkat edilmelidir. Sivilce çoğalmasına neden olabilir.

Bazı akne hastalarında da tam tersi, yaz aylarında sivilce artışı olabilir. Bu durum terleme ile birlikte yağ salgısının artışından kaynaklanmaktadır.

Tedavilerde sivilceli kişinin bilmesi gereken önemli noktalar:

  • Akne uzun sürelidir, dolayısıyla uzun süre tedavi gerektirir.
  • Akne tedavi edilmezse iz kalma riski artar.
  • Kişinin evde yüzüyle oynaması, sıkması, kaşıması, iz kalma riskini artırır.
  • İlaç tedavisi kişiye göre değişir. Bu nedenle arkadaştan, komşudan ilaç tavsiyesi almak yanlıştır.Tedavide kullanılan ilaçlar çok çeşitlidir. İlaç seçimini hekim, hastanın yaşına, cinsiyetine, sivilcelerin şiddetine, yaygınlığına göre yapar. Her ilaç her hastada uygun olmayabilir. Belirli aralıklarla ilaçların değiştirilerek kullanılması, tüm ilaçlarda belli aralıklarda kontroller gereklidir.
  • Erkek hastalarda akne genellikle genç erişkin yaşlarında iyileşir.
  • Kadın hastalarda erişkin yaşta da sık görülür.
  • Genel seyir dikkate alınırsa akne için olumlu düşünülmelidir ancak önemli olan akne vulgarisin uzun süreli psikolojik ve fiziksel bozukluklara yol açabilmesidir.

Hastalara öneriler:

Lezyonların sıklıkla, vücudun görünen bölgelerine yerleşmesi nedeniyle psikiyatrik ve fizyolojik komplikasyonlara yol açabilmektedir, bu da hastalığa dikkatli bir yaklaşım gerekliliğini doğurmaktadır. Bu komplikasyonlar; depresyon, sosyal fobi, anksiyete bozuklukları, kendine güvenin azalması, hayat kalitesinin azalması şeklindedir.Bu nedenle

Cilt bakımında hassas davranmalı, aşırı sürtmeden kaçınılmalıdır. Hafif, deriyi soymayan temizleyiciler kullanılmalı, non komedojenik kozmetikler tercih edilmelidir.

Önerilen ilaçların kullanım şekilleri ve yan etkileri konusunda hekimi ile bağını koparmamalıdır.

Geri