KalDer Türkiye Kalite Derneği Bursa Şubesi
E-Bülten

Toplam Kalite Bir Yaşam Biçimidir

2024
Sayı:263

Erdal Elbay

KalDer Bursa Şubesi

Yönetim Kurulu Başkanı

 

                                               Panda Nüfusu Tehlike Altında

 

Dünyamız 4,5 milyar yıllık bir yaşa sahip, dünya nüfusu ise ortalama 7,125 milyar. Buzullarla kaplı zamanlardan bugünlere dünyamız büyük değişimlerden geçti. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda sanayi devrimi ile birlikte ekonomilerdeki değişim, teknolojinin yükselişi, rekabet ve küreselleşme koşulları; üretim ve tüketim alışkanlıklarını neredeyse tamamen ve bunlara bağlı olarak da doğamızı değiştirdi. Her zaman yaşamda daha iyiyi ve konforu arayan bizler sunulan hizmetlerin yaşadığımız çevreye etkisini sorgulamadan tükettik.

 

Sonbaharı yaşadığımız bu aylarda sıklaşan yağmurlarla sel baskınları herkesin korkulu rüyası haline gelmeye başladı. Yakın yıllarda kimi zaman kuraklık endişesi taşıdığımız oldu. “İklimler değişti” cümlesiyle kendimizce bazen bu durumu açıkladık. Peki "iklimlerin değişmesi"ndeki nedenleri sorguladık mı hiç? Bu konuda araştırma yapan uzmanlar tehlike çanlarının çaldığını bizlere epeydir söylüyor:

 

Sanayi Devrimi ile beraber atmosferde birikmeye başlayan başta CO2 olmak üzere, öteki sera gazlarının (metan –CH4, azot oksit – N2O ve flora clora karbonlar –CFC5, vb.) yerden verilen uzun dalgalı ışınları tutması nedeniyle ortalama yüzey sıcaklıklarında belirgin bir artma eğilimi gözlenmektedir. Son yüzyılda küresel sıcaklıkta 0,8 C°’lik bir artış olmuştur.

(Kemal Öztürk G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi)

 

Hava ve okyanuslardaki sıcaklık artışı, buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, üretim ve tüketim faaliyetleri ile ortaya çıkan sera gazı ve doğal kaynakların kontrolsüzce kullanımıyla olması gerekenin aksine çevrenin korunması önlemleri yetersiz kaldı.

 

Kimi zaman uzmanlardan şöyle haberler duyarız: Panda nüfusu tehlike altında!

Panda nüfusunun ya da diğer canlı türlerinin azalması ne gibi sorunlar doğurur bunu merak etmeyiz. Aslında bu “koruma” bizler için gereklidir. Varlığımız yalnızca ekonomik güce sahip olmamıza değil tüm canlıları korumamıza bağlıdır. Canlılar birbirleriyle etkileşim içerisinde bulunarak yaşanılan ortamı dengede tutarlar. Örneğin; hayvanların solunumla verdiği karbondioksit bitkiler tarafından besin üretiminde kullanılır. Bir canlı, diğer bir canlının besin kaynağını oluşturur. Doğadaki kaynaklar sağlık, beslenme, barınma, sanayi gibi hayatımızın her alanında ihtiyacımızı karşılar. Sonuçta biyolojik çeşitliliğin korunması bizim ihtiyaçlarımızı karşılamak içindir ve varlığımızı sürdürmemize yardımcı olur.

 

İhtiyacımız olan sağlıklı yaşam koşullarını sürdürmek, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için bireyler, kurumlar, toplumlar, ülkeler ayrı ayrı sorumlulukları olduğunu unutmamalı.

-         Çevresel sorunlara karşı ülkeler kendi aralarında politika ve stratejiler belirleyip işbirliğine gitmeli,

-         Ormanlık alanlar korunarak su baskınları önlenmeli, bitki ve hayvan türleri korunmalı

-          Denizler, göller, içme suyu kaynakları atıklarla kirletilmemeli,

-          Tehlikeli atıklar kontrol altına alınmalı

-          Geri dönüşümlü ürünler yaygınlaştırılmalı,

-          Enerji kaynaklarında tasarruf sağlayıcı önlemler alınmalı,

-          Turizmi cazip hale getirmek adına doğal örtü bozulmamalı.

 

Kişisel birkaç not:

-         Kâğıt, cam, pil gibi ürünleri geri dönüşüm kutularına atın.

-         İşyeri ve evlerinizde elektrik, suyun boşa harcanmamasına dikkat edin.

-         Parfümler, deodorantlar ozon tabakasına zarar verir. Tercihlerinize dikkat edin.

-        Ormanlık alanlarda ateş yakmayın. Yangına neden olacak cam vb malzemeler bırakmayın.

-         Tatil alanlarında çevreye çöp bırakmayın.

-         Bahçenize, semtinize fidan dikin.

 

Doğal mirası kendimize ait görmeyip, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma kültürünü hep birlikte toplumda yerleştirmeliyiz.

 

Sağlıklı günler dileğiyle,

Geri